Şehrin yeni valisi Ömer Toraman artık. 2000’li yıllarda Elazığ vali yardımcısı iken meselelere uhullet ve suhuletle yaklaşan yumuşak başlı, tevazu ve edep sahibi biri olarak hatıralarımızda kalmıştı sayın Toraman.
Birlikte çalıştığı Vali Osman Aydın ise hem Garip gurebânın, fakir fukaranın dostu, hem de gerçek bir devlet adamıydı. Onun döneminde özel idarenin kasası doldu taştı. Yaşıyorsa Allah sağlık sıhhat versin.
Ayağının tozu ile şehre gelen Ömer Toraman nın mental yorgunluğu yüzünden okunuyor, gelir gelmez sağa solla koşturması ise bence hissettiği ve duyduğu bazı eksiklerin biran evvel yerine getirilmesinden kaynaklanıyor olmalı.
Evet sayın valim şehrimize hoş geldiniz.
Vatanımıza, Milletimize, şehrimize hizmetiniz daim olsun.
Bu şehir ne valiler gördü, ne valileri gönderdi bir bilseniz, sayın valim.
İhanetini bez bir torba içinde hediye edenleri mi,
Çantası ile gelip trilyonları cebe indirip gidenleri mi,
Kendi zevki için yeniden konak yaptıranları mı,
Fakirin sofrasında değil zenginin sofrasından kalkmayanları mı,
FETÖ yü göklere çıkarıp onlara arsa rantı kazandıranları mı,
Bürokratları hiç sayıp siyasileri efendi görenleri mi,
Sabah gümüş, öğlen sonu altın yüzük takan valileri mi, görmedi neleeer gördüüü neler.
Evet sayın valim…
Bu şehri en iyi siz bilirsiniz. Bu şehir yerlidir, millidir, Asım dır, Mehmet’tir, Taha’ dır, Ömer Seyfettin’in “Pembe İncili Kaftan” hikâyesindeki Türk elçisidir. Türkçe âşığı, Türkiye âşığı, İslâm bağlısıdır.
Tarihin her safhasında özelikle milli mücadele dönemlerinde vatanı ve milleti için önden gidenlerin tevazu ve edep abidesi kardeşlerinizin bulunduğu yerdir El-aziz.
Lütfen; sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi gönüllere dokunun. Bu memleketin insanları devlet büyükleri temas edince ihya olur.
Siyasilerin kibir ve enaniyetinden bıkan aziz şehrin, aziz insanlarına siz omuz verin. Bu ülke bizden hizmet bekliyorsa bunu tevazu sahibi olarak siz gerçekleştirin.
Devlet ve millet düşmanı rantçı çevreleri ve fincancı katırlarını ürkütün. Ürkütün ki, devlettin eli güçlensin.
Artık, Algı gerçeğin önüne geçmiştir. Gün hasbiler ve hesabilerin günüdür.
Size sağınızdan yaklaşan, solunuzdan yaklaşan ve şuur altlarında zafer kazandıklarına inanlara asla fırsat vermeyin.
Bu şehirde, dedikodu kültürü ile beslenen azınlık o yapıyı sizler çökertin. Sermayenin gücü ile gazete kurup cahil insanları esir alıp, devletin valisine rant sağlayamadığı için saldıranları asla af etmeyin.
“ölümü unutturarak” sanki “ebediyen yaşayacakmış gibi” rantçı, şantajcı gazetecileri ve siyasileri geleceğinize mal olsa bile asla af etmeyin.
Hain FETÖ ile yakından uzaktan işbirliği yapmış olanları aklanmış olsalar bile “bıçak yarası geçer ama, millete ihanetin yarası geçmez” anlayışı ile hareket ederek, FETÖ artıklarını yanınıza yaklaştırmayın.
Aktif denge politikası sergilemek istiyorsanız özel idarede il genel meclis üyelerini çalıştırın.
Geçmişte valilik yapıp eşlerine plates topu, valilik konağına 500 bin liralık deterjan alıp da fakir fukaranın hakkını yiyen meslektaşlarınız için lütfen gerekli yasal işlemi yapın.
Evet sayın valim, bu şehir zor bir şehir. Siz gönüllere dokunur adaletli davranır, kibir ve enaniyetten uzak kalırsanız inanın ki, zor olan her şey kolaylaşır. Çünkü, aziz millet, siyaset kurumuna ve siyasetçiye karşı güven duymuyor.
Ezcümle; idareciler dünyayı dünyalık için değil dünyadan hesaba çekileceğini bilerek yaşamalı. Çünkü mahşerde siyasetçilerin ve idarecilerin işi çok zor olacak.
Unutmamak gerekir ki, bizi gören, duyan, bilen, hüküm sahibi, ol deyince olduran, öl deyince öldüren; kadere, rızga, ecele hükmeden bir Allah var.
Evet sayın valim, işiniz zor yollunuz uzun. Lakin sayın Cumhurbaşkanımıza yük değil, yükünü alan bürokrat olun.
Selam dua ve bilgi ile kalın.
YORUMLAR