UZATILAN ELİ SIKSAYDINIZ NE OLURDU?
Ak Parti Milletvekili Sayın Nazırlı ve Belediye Başkanı Sayın Şerifoğulları arasında ki tatsızlık ikinci kez ülke gündeminde bomba gibi düştü.
O Kadar şaşkınım ki, kelimeleri hizaya sokamıyorum.
Milletin iradesi ile seçilmiş, bu şehrin iki asil evladı sayın Cumhurbaşkanın talebesi, yol arkadaşı milletin huzurunda nefsine yenilip şer güçlere malzeme oldu.
İlk tartışmayı iş kazası kabul ettik ama, ikincisini asla kabul etmiyorum.
Uzatılan el sıkılsaydı ne olurduu?
Ak parti nin şaka gibi bir parti olmadığını en iyi bilenlerden biri sayın Nazırlı. Buna rağmen celladına aşık olmuş virane gibi neden böyle bir hareket içinde bulundu anlamış değiliz.
Sayın Cumhurbaşkanının, “Gönüllere dokunun, kırgınları yakınlaştırın, çalınmadık kapı bırakmayın” sözleri sadece seçmen için geçerli olmadığın hepimiz biliyoruz.
Sayın Nazırlı’nın kendine göre aidiyetleri olabilir ama,
bu aziz millet yaşa başa bakmaz, öyle bir hayat dersini verir ki, tahmin bile edemezsiniz.
Kimse şehrin gündemini böyle meşgul edemez.
Kimse size de Sayın Belediye başkanını da böyle bir hak vermedi veremez.
Biz sizlerden daha fazla hizmet beklerken, hem şehir gündemi hem de Türkiye gündemi böyle meşgul olmamalı.
Yani uzatılan el sıkılsaydı ne olabilirdi ki.
Siz hiç hayatınızda dargınları barıştırmadınız mı? Siz hiç hayatınızda sözünüzden dönmediniz mi? Siz hiç kendi hikâyenize yüz çevirmediniz mi?
Mesele bilmek mi? Mesele haklı olmak mı? Mesele Milletin hizmetkarı olmak mı? Mesele sizin sevdiğiniz veya sevmediğiniz birinin Belediye başkan adayı olması mı?
Lütfen, bu aziz milletin zincire vurduğu sabrın kilidiyle oynamayın.
Seçmen profilinde yüzlerce Toksik insan varken, siz dava arkadaşınıza yol arkadaşınıza el uzatmadınız.
Birinci tartışmada siz haklı olabilirsiniz…
Ama binlerce seçmenin önünde uzatılan eli sıkmayarak, seçmenin sinir uçlarıyla oynadınız.
Siz sıradan bir insan değilsiniz ki, insanlar hoşgörü ile yapılanları kabul etsin.
Siz milletin hür idaresi ile seçilip Gazi Meclise gönderilen Elazığ’ın asil ailesinin evladısınız. Sizin omuzlarınızda bu aziz milletin sorumluluğu var.
Sizin her adımınız, her hareketiniz seçmenin radarında, basının radarında.
En çok sizin hassasiyetlerinizi görmek isterdik.
Çünkü siz teşkilatçısınız.
Sizi başlar başlamaz, kavgaların içinde görmek bizi üzüyor.
Siz uzatılan eli sıksaydınız, bizler daha önceki tartışmayı es kaza unutmuş olup “olabilir” diyecektik.
Değiştiremeyeceğiniz bazı şeyler için üzülüp kavga çıkarmanın anlamı var mı? siz karar verin.
Sayın Nazırlı, kendinize ait aidiyetleriniz olabilir ama, Ak partide hepinizin soy adı Türkiye Cumhuriyeti.
Eminim ki, sizde uzatılan eli sıkmamanın üzüntüsünü yaşıyorsunuz.
Seçime giderken bu soğukluğu bitirmez, çalışmalara başlamaz, inadınızda ısrarcı olursanız, bu şehirde hikâyeniz sona erer bilesiniz.
Biz sizi en kısa zamanda Belediye başkanı ile kol kola görüp, yaşananların izini silmek için sahada görmek isteriz.
Çünkü seçim çalışmalarınızda. Milletin efendisi değil hizmetkârıyız diyen sizdiniz.
Ezcümle: Çoban kulübesinde padişah rüyası görenlerden değilim. Lakin, Müslümanların arasındaki husumeti gidermek için “Çorbada tuzum olsun” istedim.
Lütfen Bu şehri dumura uğratmayın, madrabazlara, Toksit insanlara prim vermeyin. Kapalı kapılarda birbirinizi eleştirin, lütfen kabak tadı da vermeyin.
Selam Dua ve bayrak ile kalın.
YORUMLAR