AK Parti’ de iki ayrı gurup var, davanın yükünü omuzlayanlar ve yükünü tuttuktan sonra sessizce gidenler.
Bizler duruşu ve hizmetler ile öne çıkanları, korumak zorundayız. Geçtiğimiz gün yapılan Ak Parti Elazığ il kongresinde Davanın yükünü kurulduğu günden itibaren omuzlayan Şerafettin Yıldırım, entrikalara rağmen 3. Kez il başkanı olarak yeniden seçildi.
Kim ne derse desin Şerafettin Yıldırım’ı yiyemediler, yeniden seçildi, bu çok büyük bir başarı.
Bu başarıyı gölgelemek ve Yıldırım’ın hızını kesmek için il kongresinde bazı aksaklıkların olduğunu veya bir kaç milletvekillerinin gelmediğini hatta kongrenin, “Dullar kongresi” olduğunu öne sürüp eleştirmek çok yanlış bir tutum.
Eksikleri hatırlatan, samimi ve beklentisiz bir şekilde hataları söyleyen insanları ciddiye almalıyız lakin kongre sonunda il başkanının başarısını bir tarafa itip sadece birilerinin önünü açmak için yapılan gereksiz eleştirilere üzülerek şahitlik ettik ama, buna da sesiz kalmamız lazım.
Salonda yeterli kalabalığın olmaması sadece il başkanının problemi olmamalı. Partinin ilgili Belediye başkanları salonu doldurabilirdi. Neden meselenin bu yönünden bakılmadı anlamadım.
Bakınız; Şerafettin Yıldırım, seçilip daha sonra kendini kaybedenlerden hiç olmadı. Kapısı her zaman herkese açık. Kendisine yapılan onca hakarette bile yüzünü çevirip bulunduğu makamın hatırına sesiz ve küçük harflerle “Ya sabır” diyerek geçiştirmeye çalıştı.
Öyle ki, il kongresinde protokol kapısından giremeyen bir vatandaşın Şerafettin Yıldırım’a ettiği hayasızca kelimelere rağmen sayın Yıldırım sesiz kalarak,” Lütfen “ demekle yetindi.
Ben gazetecilik hayatımda bu kadar sabırlı, tevazu sahibi, liyakatli bir siyasetçi görmedim. Samimi ve beklentisiz bir şekilde işini yapmanın peşinde.
Şerafettin Yıldırım’ı eleştirenler daha önce yükünü tutanları unutmuş olamaz.
Hele hele, “Mehmetçiğin yaptığı operasyondan bana ne“ diyerek ulusal konulara yüzünü çeviren bir tarafı AK partiye bir tarafı DEM’e dönen eski il başkanlarını unutmuş olamayız.
Sayın Yıldırım’ın tek hatası, tek eksiği profesyonelce kendini pazarlamayı bilmemesi. Paralı bir basın ordusunun olmaması. Jetonla çalıştırdığı gazetelerin olmaması.
Evet kongre sonunda yapılan eleştirileri yersiz bir taraf görüyorum. İki Milletvekili nin kongreye gelmemesi eksiklik olarak görülmedi. Unutulmasın ki, sadakatleri makamlara bağlı olanlar makam için her şeyi yaparlar.
Her konuşmasında Başkan Erdoğan’ın hizmetlerini sıralayarak bitiremeyen Şerafettin Yıldırım ile Ak Parti Milletvekili Ejder Açıkkapı en çok PKK ve FETÖ ye çakanlar olarak biliniyor.
Bir il kongresi geride kalırken, parti içi barış huzur ortamını bozmaya dair birçok senaryoya karşı Şerafettin Yıldırım’ın çok dikkatli davranması gerekir.
Yıldırım, sakin tavrı ve siyaset aklıyla hareket ederse, beklemekten güneş altında bronzlaşmış gölgesine bile faydası olmayan siyasi baronları geride bırakıp Milletvekili listesine girebilir.
Ezcümle; Ak Partili seçmen kadrolu, köşe başlarını tutan, lekeli, çapsız, parası ile seçilme şansını kendinde gören “Hasbi” olmayan ikiyüzlü siyasetçi görmek istemiyor. Bu anlamda, Şerafettin Yıldırım yeni dönemde bunların görerek siyasi argümanlarını geliştirmeli. Aksi halde “Kurt dumanlı günü bekler” misali, elini ovuşturanlara meydan kalır.
Selam dua ve bayrak ile kalın.